Eğer bir sıkıntı başına geldiyse, sakın şöyle deme: “Demek ki Allah beni terk etti, beni sevmiyor.” Yahut başkasına bir musibet isabet ettiğinde: “Demek ki Allah Teâlâ onu sevmiyor.” Eğer o kul, sabredip şükrediyorsa, bu onun hakkında bir imtihandır ve neticede nimet olur. Dünyada nimet geldiğinde, hiçbir sıkıntı olmayacak diye bekleme. Çünkü o zaman sıkıntıya tahammül edemez hâle gelirsin. Zaten bu …
Devamını Oku »Etiket Arşivleri: rububiyet
Akıl Edenler İçin Alemde Nice Ayetler Vardır!
Muhakkak ki semâvât ve arzın yaratılışında (خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ), yani yoktan var edilmelerinde, bu yaratılışın keyfiyetinde, içindeki ;nizam ve intizamda إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ — وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ Gecenin ve gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, deveranında… Bu hâdise, kâinattaki rububiyetin bir cilvesidir. O rububiyetin dünyamıza bakan yüzünde gece ve gündüzün deveranı bir esastır. Bütün âlemdeki faaliyetlerin ana merkezi gibidir. Kış …
Devamını Oku »Mü’minlerin Cemaatinden Kendini Uzak Tutan Dalalete Düşer!
Asıl olan müminleri sevmektir. Hangi cereyan, hangi fikir ki müminlerin cemaat-i kübrâsından, yani ümmet-i Muhammed’den istiğna eder, kendini çeker, ayrı düşerse, o cemaat dalâlete gitmeye mahkûmdur; sonu ve akıbeti böyledir. Ümmetten nazarını ekmeyecek. Rasûlullah ﷺ ’ın عَلَيْكُمْ بِالسَّوَادِ الْأَعْظَمِ, عَلَيْكُمْ بِالْجَمَاعَةِ “Cemaat üzerine olun, siyah karaltıya yani ümmetin birliği üzerine, büyük kalabalık üzerine dâhil olun” dediği budur. Bir mümin, ümmetin …
Devamını Oku »Allah Her Canlıya Uygun Fıtrat Ve Ruh Vermiştir!
Bütün hayvan cesetlerine, en yüksek hikmetle nefis ve ruh yerleştirilmiştir. Canlı cesetlerin büyümesine baktığımızda, bu keyfiyet hem hayvanlar hem de nebatlar için geçerlidir. Ancak hayvanlarda, nebattan farklı olarak dikkat çeken mühim bir husus vardır: Cesede, o cesede münasip bir ruh üflenmiş; o ruhla beraber, cesedi idare eden ve iştihaları tanzim eden bir nefis de verilmiştir. Nefis, şehvet, gadap ve benzeri …
Devamını Oku »Cenab-ı Hakkın Dağlardaki Mucizesi
“Öyle de, zemindeki bütün dağların ve dağlar içindeki madenlerin, ayrı ayrı hâsiyetleriyle beraber, ayrı ayrı maslahatlar için ihzar ve iddiharları, dağ metanetinde bir kuvvetle, yine o Sâni-i Hakîmin vücub ve vahdetini ve kemâl-i rububiyetini gösterir.” (Sözler, Otuz Üçüncü Söz) Evet, o dağlar, rubûbiyetin kemâlini gösterir. Zîrâ arzın en mühim esaslarından biri dağlardır. Rabbü’l âlemin onları, hazineli direkler kılmıştır. Bu semâvâtı …
Devamını Oku »Rubûbiyet Nedir?
إِبْلَاغُ الشَّيْءِ إِلٰى كَمَالِهِ شَيْئًا فَشَيْئًا Bir şeyi yavaş yavaş, merhaleler suretinde, onda tasarruf ederek kemâl mertebesine ulaştırmaktır. Her şeyin bir kemâl noktası vardır. Hiçbir şey doğrudan kemâl halinde yaratılmaz. Allâh-u Teâlâ bazı şeyleri alır onda tasarruf eder, faaliyette bulunur. Hiçbir şey sabit değildir, illa değişir, halden hale …
Devamını Oku »Deniz Ve Karadaki Hayatın Nizamı, Rubûbiyetin Tecellileri
“Denizde ve karada kemal-i rahmetle rızıkları verilen, kemal-i hikmetle muhtelif şekiller giydirilen, kemal-i rububiyetle türlü türlü duygularla techiz edilen bütün hayvanat, birer birer yine o Kadir-i Zülcelal’in vücuduna şehadet ve vahdetine işaret etmekle beraber heyeti mecmuasıyla gayet geniş bir mikyasta azamet-i uluhiyetini ve kemal-i rububiyetini gösterir.” {Sözler, 33. Söz} Dışarıdan bakıldığında bir taraf toprak parçası, bir taraf su.. Ama her …
Devamını Oku »Peygambersiz İlahlık Olmaz!
Uluhiyet risaletsiz olmaz. Allah varsa rasûlsüz olması mümkün değildir. Güneş nasıl ışıksız olmazsa Allah da Rasûlsüz olmaz. Çünkü güneşi güneş yapan nur vermesidir, görünmesidir. Uluhiyet de risaletle görünür. İlah olmasının izharı risaletledir. Kainata baktığımızda görüyoruz ki her şey gayet hikmetli, sanatlı ve muntazam bir surette halk edilmiştir. İnsan da buna karşı o sanatı ve manayı anlayabilecek istidatta yaratılmıştır. Kainatı kitap …
Devamını Oku »