“Ona vesile arayın.” وَابْتَغُوا إِلَيْهِ الْوَسِيلَةَ Vesile, Allah’a yaklaşma vasıtasıdır. Kendisiyle yaklaştığın, yakınlık elde ettiğin şeydir. Allah’a yaklaşın, O’nun yakınlığını kazanın. Bu emir, Allah’ın rahmetine tutunmayı ifade eder. Önce “Allah’tan sakının” buyurulmuş, sonra da “O’na yaklaşın” denmiştir. Demek ki kurtuluşun yolu, rahmete tutunmak ve O’na yakınlık peyda etmektir. Müşrikler putlara ibadet ederken maksatlarını şöyle açıklıyorlardı: مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا …
Devamını Oku »Etiket Arşivleri: rahmet
Kelime-i Tevhid ile Ölenin Cennete Gireceği Müjdesi!
“Kim Allah’tan başka ilah olmadığını bilerek ölürse, cennete girer.” Bu, müminler için en büyük ve en teselli verici müjdelerden biridir. Bu hadis, imanın mahiyeti ve neticesi hakkında son derece önemli bir ölçü verir. Zira iman, sahibini ebedî kurtuluşa götüren en büyük sermayedir. İman ile hayata veda eden kimse, günahları ne kadar çok olursa olsun, Allah’ın rahmetiyle sonunda mutlaka cennete girecektir. …
Devamını Oku »Ölüm nasıl, hayattan daha büyük bir nimet olabilir?
Ölümü ve hayatı yaratan O’dur!!! ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلْمَوْتَ وَٱلْحَيَوٰةَ Cenâb-ı Hak, bu âyet-i celîlede mevt kelimesini hayattan evvel zikrederek kelâmında ince bir mânâya dikkatleri çekmiştir. Zira belâgatta bir kelimeyi takdîm etmek, ona verilen ihtimamın, onun mühim bir cihetine delâlet ettiğinin alâmetidir. Ölüm, bu takdîm ile yalnızca bir nihayet değil, aynı zamanda bir başlangıcın, bir tevcihin ve bir terbiyenin mühim mukaddimesi …
Devamını Oku »Sabır ve Şükür: İlâhî İki Ahlâk’tır.
Sabır ve şükür, birbirini istilzâm eden, ayrılması mümkün olmayan iki mühim haslettir. Biri olmadan diğeri kâmil manada tahakkuk etmez. Sabır olmadan şükür, şükür olmadan sabır olamaz. Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: وَاشْكُرُوا لِي وَلَا تَكْفُرُونِ “Bana şükredin ve nankörlük etmeyin.” Bu emrin hemen ardından, şükrü hakkıyla edâ edebilmek için de sabırla Allah’tan yardım istenmesi emredilmiştir. Çünkü şükür sabırsız olmaz. …
Devamını Oku »Kadir Gecesi ve Meleklerin Tenezzülü
Yusuf Hoca’nın Kadir Suresi tefsirinden çok özel bir bölüm… 🌿 Kadir Gecesi ve Meleklerin Tenezzülü ﴿تَنَزَّلُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ﴾ Kadir Gecesi, mahlukat için büyük bir inayet ve rahmet gecesidir. Melaike ve Ruh o gece yeryüzüne tenezzül ederler. Buradaki “tenezzül”, parça parça iniş anlamına gelir. Bütün melekler aynı anda inmez; gruplar hâlinde, sırayla iner ve çıkarlar. …
Devamını Oku »Günahın Afvı Yalnız Allah’ındır, Şeyhin Değil!
“Allah’tan başka kim affeder?” وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا اللّٰهُ ayeti kerimesinden murad olunan şudur: O günahın cezasından seni başka hiç kimse kurtaramaz. O hâlde Allah’a karşı bir günah işlediğinde, sakın başka bir sığınağa yönelme. Seni koruyacakmış gibi görünen hiç kimseye bel bağlama. “Falanın şefaati beni kurtarır… Şöyle yaparsam bu beni affettirir… Filan beni himâye eder…” gibi düşüncelerle kendini aldatma. Günahın …
Devamını Oku »Cenab-ı Hakkın Dağlardaki Mucizesi
“Öyle de, zemindeki bütün dağların ve dağlar içindeki madenlerin, ayrı ayrı hâsiyetleriyle beraber, ayrı ayrı maslahatlar için ihzar ve iddiharları, dağ metanetinde bir kuvvetle, yine o Sâni-i Hakîmin vücub ve vahdetini ve kemâl-i rububiyetini gösterir.” (Sözler, Otuz Üçüncü Söz) Evet, o dağlar, rubûbiyetin kemâlini gösterir. Zîrâ arzın en mühim esaslarından biri dağlardır. Rabbü’l âlemin onları, hazineli direkler kılmıştır. Bu semâvâtı …
Devamını Oku »Cennetin Yolunda Gidiyoruz, Bu Yolda Azim Ve Sabır Lazımdır!
Biz cennete giden bir yolda gidiyoruz, maksudumuz cennettir. Cehennemin üstünde kurulmuş bir sırattan gidiyoruz. Etrafımızdan gelen dehşetli hücumlar bizi yaralayıp, parçalayıp, cehenneme sükut ettirmeye çalışıyor. Biz ise sabır ve sebatla cennete doğru o yolda devam etmeye çalışıyoruz. Yere düşsek, topallasak, yaralansak, bile hemen kalkmamız lazım. Azimle, zafiyet göstermeden ve birbirimizle yardımlaşarak bu yolda sebat etmeliyiz. Bu büyük bir harp gibidir. …
Devamını Oku »Deniz Ve Karadaki Hayatın Nizamı, Rubûbiyetin Tecellileri
“Denizde ve karada kemal-i rahmetle rızıkları verilen, kemal-i hikmetle muhtelif şekiller giydirilen, kemal-i rububiyetle türlü türlü duygularla techiz edilen bütün hayvanat, birer birer yine o Kadir-i Zülcelal’in vücuduna şehadet ve vahdetine işaret etmekle beraber heyeti mecmuasıyla gayet geniş bir mikyasta azamet-i uluhiyetini ve kemal-i rububiyetini gösterir.” {Sözler, 33. Söz} Dışarıdan bakıldığında bir taraf toprak parçası, bir taraf su.. Ama her …
Devamını Oku »Peygambersiz İlahlık Olmaz!
Uluhiyet risaletsiz olmaz. Allah varsa rasûlsüz olması mümkün değildir. Güneş nasıl ışıksız olmazsa Allah da Rasûlsüz olmaz. Çünkü güneşi güneş yapan nur vermesidir, görünmesidir. Uluhiyet de risaletle görünür. İlah olmasının izharı risaletledir. Kainata baktığımızda görüyoruz ki her şey gayet hikmetli, sanatlı ve muntazam bir surette halk edilmiştir. İnsan da buna karşı o sanatı ve manayı anlayabilecek istidatta yaratılmıştır. Kainatı kitap …
Devamını Oku »